16 Mayıs 2020 Cumartesi

Depresyon Konulu Kitap Önerileri

Depresyon Konulu Kitap Önerileri

***
Depresyon, gündelik dilde “nasılsın?” sorusuna verilen alternatif bir cevap gibi kullanılıyor olsa da aslında birçok türü olan psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Depresyonun ne olduğuna dair bir yazı hazırlamıştım, buradan ulaşabilirsiniz: Depresyon Nedir? Yazımın devamında depresyonla ilgili kitap kritiği okuyor olacaksınız.

Uygun kitap seçiminin psikolojik zorlantıları hafifletmeye yardımcı olduğunu düşünüyorum. Danışanlarıma da fayda göreceklerini düşündüğüm kitapları öneriyorum yeri geldikçe. Bazen de danışanlarım benden depresyon konulu kitap önerileri istiyor. Bu gibi sebeplerden ötürü, bu yazımın konusu depresyonla ilgili okuyup beğendiğim 2 kitabın önerisi üzerine olacak.

 Depresyon – Fuat TORUN 

Depresyonla ilgili yazılmış -benim denk geldiğim- en sade ve öz kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Ayrıntıya çok takılmadan ama önemli noktaları da atlamadan, hem depresyonu anlatmış hem de kişiye yardımcı olabilecek nitelikte bir takım araçlar vermiş. Depresyonu bilişsel davranışçı terapi çerçevesinde ele almış. Dolayısıyla bilişsel çarpıtmaları, bu çarpıtmaların nasıl yeniden düzenlenebileceğini oldukça anlaşılır bir dille yazmış. Yazar, kullanılabilir bir kendine yardım kitabı çıkarmış ortaya. Roman okur gibi hızlıca geçerek değil; alıştırmalara zaman ayırarak okunursa çokça istifade edilebileceğini düşünüyorum.
Özetle, hem depresyonu tanımak hem de kişinin, bilişsel davranışçı terapiden beslenerek, kendine yardım edebilmesini sağlamak adına yazılmış oldukça faydalı olduğunu düşündüğüm bir kitaptır. Okuduğu takdirde fayda sağlayabileceğini düşündüğüm danışanlarıma önerdiğim kitaplardan biridir.
Kitaptan birkaç minik alıntı bırakacağım fikir oluşturması açısından:
“Depresyon dilimize çöküntü olarak da çevrilebilmektedir. Eğer bir kişide içe kapanma, zevk aldığı şeylerden zevk alamama, ağlama, insanlarla görüşmek istememe gibi bir takım değişimler oluyorsa depresyonda olma olasılığı vardır.”
“Kuşkusuz her depresyon hastası aynı değildir ve kendine özgüdür.”
“Her zaman durumlar ilk gördüğünüz gibi değildir; farklı perspektiflerden baktığınızda farklı şeyler görebilirsiniz.”

Depresyon – Oğuz TAN

Kitap, birkaç depresyon vakası örneği ile başlıyor. Yazar, öncelikle vakalar üzerinden depresyonu görmek adına bir kapı aralamış gibi görünüyor. Sonrasında depresyonla ilgili bilgilendirici noktalar yazılmaya başlanmış. Dili en yalın haliyle kullanmış Oğuz Hoca. Düşünce hatalarının duygu ve davranışlarımızı belirlediği bilgisiyle beslemiş yazdıklarını. Bilişsel davraışçı terapi, bu bakıştan yola çıkar psikolojik rahatsızlıkları ele alırken.
Özetle, anlaşılması gayet kolay, akıcı bir kitap. “Şöyle bir bakayım, neymiş şu depresyon?” diyerek yola çıkan okurlara depresyonu temiz bir şekilde anlatmış. İnceleyebilir, dikkatinizi çekerse alabilirsiniz.
Kitaptan birkaç minik alıntı bırakacağım yine:
“Depresyon bir hastalıktır. Herhangi bir hatanızdan, kusurunuzdan, eksikliğinizden ya da günahınızdan kaynaklanmaz. Bu hastalığa beyin kimyasının bozulması yol açar.”
“Hayattan zevk alamama hali, depresyon ağırlaştıkça, hayata katlanamama haline dönüşür. Hayat zevk veren bir şey olmaktan çıkar, bir acı kaynağı haline gelir. Artık yaşamanın bir saniyesi bile işkencedir.”
“Olayları değiştiremeseniz de düşüncelerinizi değiştirebilirsiniz.”
“İnsanları değiştirmenin yolu, önce kendi düşüncelerimizi değiştirmektir.”

Okuyup faydasını gördüğünüz depresyonla ilgili kitap varsa yorum olarak paylaşabilirsiniz. Memnuniyetle okurum.
Sevgiler,
Klinik Psikolog Nazlı DİNÇ 

Depremin Psikolojimiz Üzerindeki Etkisi

Deprem gerçeği son zamanlarda Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer açtı kendisine. Depremin beklenmedik zamanda beklenmedik şiddette geliyor olması ve yıkıcı etkilere sahip olması korkuya neden olabiliyor. İnsan canlısı konu fark etmeksizin belirsizlik söz konusu olduğunda zorlanabiliyorken; belirsizliğin felakete gebe olması rahatsız edici duyguların şiddetini arttırıyor.  Doğal afetlere herkes farklı tepkiler veriyor olmakla birlikte verilen ortak tepkilerden de olduğunu söylemek mümkündür. Deprem anından sonra şoka girilebilir. Şoktan sonra duygular daha görünür olur. Korku, endişe, öfke, karamsarlık, panik, çaresizlik gibi duygular çok derin ve yoğun yaşanır. Düşünce ve davranışlar bir süre depremin etkisinde olabilir. Yaşanan sürekli hatırlanıp sıklıkla deprem hakkında konuşma ihtiyacı duyulabilir. Tetikte olunup her ses ve hareket depreme yorulabilir. Stresten kaynaklı bedensel tepkiler meydana gelebilir; bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi. Mevcut bir bedensel rahatsızlık varsa, semptomlar şiddetlenebilir. Tepkilerin verilme sırası kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir.
Doğal afet yaşayan birçok insan çeşitli tepkiler verebilir; ancak kısa bir süre sonra bazı kişiler bunlardan büyük ölçüde kurtulurlar, hatta eskisine göre daha da güçlenebilirler. Bazı kişiler ise travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi bir takım psikolojik rahatsızlık belirtileri gösterebilir.
Korkuyu, birçoğumuz aynı şekilde hissederiz ancak depremden nasıl ve ne derece etkilendiğimiz çoğunlukla aynı olmaz. Çünkü korkularımız, atıflarımızdır. Depreme yüklenen anlam, ondan ne derece etkilenileceğini belirler. Örneğin daha önce şiddetli bir depreme denk gelmiş kişinin sonraki depremlere vereceği tepki ile hiç depremle karşılaşmamış kişinin vereceği tepki aynı olmayacaktır.
Deprem kimi insanlarda travmatik etkilere neden olabilir. Bu etkiyle birlikte bazı durumlar ve kaçınmalar meydana gelebilir:
  • Depremle ilgili yaşanan an tekrar tekrar hatırlanır. Zihinde döner durur. Beden, olayı yeniden yaşıyormuşçasına eşlik eder.
  • Sık sık depremle ilgili rüyalar görülebilir.
  • Depremi hatırlatan yerlerden, kişilerden kaçılır. Karşılaşmama çabası vardır adeta.

Hatırlanması ve bilinmesi gereken önemli birkaç not ekleyeceğim:

  • Herkesin olaylara yaklaşma, zorlu durumlarla baş etme yöntemi farklıdır. Çözüm için standart bir liste yapmak doğru olmayabilir.
  • Depremden sonra her şeyden önce zamana ihtiyacınızın olduğunu hatırlayın. Korkutucu bir durumdan sonra, hiç yaşanmamışçasına, normal seyirde devam etmek pek mümkün değil. Dolayısıyla duygularınızda dalgalanmalar olabilir. Bu bilgiden beslenerek sabretmeye çalışmak faydalı olur.
  • Sinir sistemi uyarılmış olduğu için alkol ve madde kullanımından uzak durulması gerekir.
  • Kendinizi rahatlamış hissetmenize yardımcı olacak aktivitelere başvurmak iyi gelecektir.
  • Depremle ilgili uzmanlardan bilgi alın: deprem anında yapılması gerekenler, evde bulundurulması gerekenler, vs. hakkında güvenilir bilgiler toplayıp; kendinizi korumaya yönelik güvende hissettirecek önlemler alın.
  • Kendinizle baş başa kalın, gevşemeye yönelik egzersizler yapın.
  • Anlatın: yaşadıklarınızı, korkularınızı, yaptıklarınızı, yapabileceklerinizi…
  • Her koşulda yapılması gereken, ilk yaraların sarılmasından sonra, yaşanan trajedinin kabullenilmesi, yaşamın yeniden anlamlandırılması ve kalınan yerden yaşamsal sorumluluklara devam edilebilmesidir.
  • Günlük yaşamı düzenleyen bir plan yapılması, belirsizlik endişesini azaltmada yardımcıdır.
Depremin son zamanlarda kendisini sıklıkla hatırlattığı ülkemizde, deprem konusunda bilinçlenmek, kişinin bedensel ve psikolojik etkilere yönelik kendi kendine ve yakınlarına yardım konusunda eğitilmesi, gerekli durumlarda profesyonel destek olanaklarından yararlanabilmesi, toplum sağlığı açısından, en az yapıların imarı kadar önemlidir. İnsan, mekanik bir canlı olmadığından; her detaya bir anda değinebilmek ve formül etkisi yaratacak önerilerde bulunmak çok işlevsel olmayacaktır. Genel hatlarıyla depremin etkilerini, depremle ilgili önemli noktaları, yapılabilecekleri yazdım. Deprem düşüncesi zihninizi çok fazla meşgul ediyorsa, gününüzün işleyişini büyük ölçüde bozuyorsa bir uzman desteği almanız faydalı olabilir.

Klinik Psikolog Nazlı DİNÇ