29 Kasım 2016 Salı

Aslında Normal Olan Bir Olaydan Çok Fazla Etkilendin, Çünkü...

Çünkü geldiğin yaşa kadar sen başka şeyler yaşadın ben başka.


Çünkü ben, deneyimlediğim şeylerle ilgili zihnimde farklı düşünce kalıpları belirledim. 
Sen de aynı şekilde, yaşadığın şeylerle ilgili farklı düşünme şekillerini benimsedin. 

Çünkü iki ayrı hayatı iki ayrı bakış açısıyla yaşayıp yorumladık.

Çünkü hepimizin aynı şeyi düşünüp hissetmesi şart değil. 

Ne ben sana benim gibi hissetmedin diye kızabilirim ne de sen bana.

Görseldekine benzer şeyleri zaman zaman hepimiz düşünüyor olabiliriz. Sen de düşünmüşsündür hayatının en az bir anında.

Bu noktada, buz tutmayı beklemek yerine durumu kendin için fırsata döndürebilirsin. 

Başkasını etkilenmeyen olay/tartışma her neyse, seni kötü anlamda etkiliyorsa, hayattan bile soğutuyorsa 
dönüp kendine sor: 
bu olayla ilgili ne geçti aklımdan? ve 
tüm bunlar bana ne hissettirdi? diye.. 

Kendi düşüncelerini yakala çünkü seni bu kadar soğutan şey yaşadığın güncel olay değil, o düşünceler aslında. 

Ne hissettin peki? 
Daha önce benzer bir şey hissettin mi? Ne zaman hissettin? 

Farket her şeyden önce.
Kendini farket.
Düşüncelerini, duygularını, tepkilerini farket. 
Farkındalık dediğimiz aydınlığın tadına vardığında çözümün çorap söküğü gibi gelebileceğini göreceksin.



28 Kasım 2016 Pazartesi

Kural İçermeyen Sevimli Cümlelerle Hitap Et Kendine!

      Daha tatmini bol bir yaşam sürdürmek için yeni şeyler yapmayı planlarken bile kendine kurallar koyduğunun farkında mısın? Belki de yapmayı düşündüklerine karşı direnç gösteriyor oluşunun bir nedeni de budur?
     Bir şeyi yapmak zorunda olduğun için yapıyorsan sıkılırsın, bir süre sonra bıkarsın; ama isteyerek yaptığında keyif alırsın.
     -meli -malı ile biten her cümle buram buram KURAL kokar. O yüzden kullanmamanı öneriyorum. Kendim de bu tarz cümleler kullanmamaya özen gösteriyorum. Ağzımdan kaçtığında ise kendimi durdurup neden daha sevimli ifadeler kullanmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Sonra ifademi düzenleyip cümlemi yeniden kuruyorum.
     -meli -malı ile biten cümle örnekleri: yapmalıyım, gitmemeliyim, kilo vermeliyim, başarılı olmalıyım, güzel görünmeliyim, vs... bu böyle uzar gider.
   Eğer kendine isteyerek yapacağın bir şey için bile “yapmalıyım” diye kural koyarsan yapasın gelmeyebilir.
     Alternatif olarak, “yapsam daha iyi olur” ya da “yapmayı planlıyorum” diyebilirsin mesela.
    Üstüne bir de neden yapmak istediğini net bir şekilde belirlersen tadından yenmez. Kolayca ulaşırsın kafanda belirlediğin şeylere.
   Beyninin sana oyun oynayıp seni olumsuz etkilemesine müsade etme; sen onunla oyna. Hem böylece kendi düşüncelerinin (dolayısıyla kendi hayatının) kumandasını eline almış olursun. 

İçi Boş Umut Balonları ile Oyalanma, Yüzleş!

     Onaylanmak, umut dolu sözler duymak kimin hoşuna gitmez ki? Birileri tarafından sürekli süslü cümleler duymak iyi gelir insana. Bir de hatalı yanlarımızı farketmemizi sağlamadan onaylanıyorsak oh ne ala! Bizden güzeli yok. 

     Tüm bunlar kulağa çok hoş geliyor değil mi? Evet, içi boş umut balonları ile oynamak ilk başta iyi gelebilir; AMA zamanla fazla dozda alınan ilaç misali zehirleyebilir. Hatalı yanlarını daha da pekiştirebilir. Hatta sana zarar bile verebilir. 

     Eğer sorunlarından gerçekten kurtulmak istiyorsan kaçınmak yerine onlarla yüzleşeceksin. Yaraya tuz basacaksın bir nevi. Üzerine gideceksin. Konuşmaktan, seni zorlayan yanınla yüzleşmekten kaçmayacaksın. Üzerine üzerine gideceksin. İrdeleyeceksin. Sorgulayacaksın. Sorguladıkça farkedeceksin. Farkettikçe gözünün önündeki sis bulutları kalkacak, çözümü göreceksin.

   Biliyorum tüm bunları uygulamak yazmak kadar kolay değil; ancak unutma ki EMEK VERip zorlandığın halde VAZGEÇMEdiğin yolda varış noktasına vardığında tadacağın mutluluğa değer. 


Bugünün Üzüntüsünü Yarına Bırakma!

     Hepimiz zaman zaman bizi zorlayan, üzen şeyler yaşayabiliriz. Canımız yanabilir, kendimizi çıkmazda hissedebiliriz. 

      Üzülmek de en az sevinmek kadar doğal bir duygudur. Her zaman normal şeyler yaşamıyoruz elbet. Anormal durumlara verdiğimiz en normal tepkidir üzülmek.. Hatta şunu söyleyebilirim: üzücü bir olay yaşadığın halde üzülmüyorsan orda bir sıkıntı var demektir. 

     Üzüntünü bastırmaya çalışman sana daha çok zarar verir. Eğer ki bugün seni üzen bir şey yaşadıysan hakkını ver üzüntünün. Üzül üzülebildiğin kadar. Ağlayasın mı var? Ağla; ama bugün ağla. Bugünün olayı için kendini üzülmemeye şartlarsan, üzüntünü inkar edersen, kendine üzülmemek için baskı yapıp mutluluk rolü oynarsan; geçici süreliğine kendini oyalamış olursun, sen bile inanırsın üzülmediğine; peki sonra ne olur biliyor musun? -Hiç olmadık bir yerde, zamansızca bugün ağlamadığın olayın izlerini taşıyan tepkiler verirsin hem de daha şiddetli bir şekilde! 

       Bugünün hüznünü geleceğine taşımak mı istersin? yoksa bugün gerektiği gibi üzülüp yarınını daha güzel bir şekilde yaşamak mı? Seçim senin.